Kene Biyolojisi
Kene ile ilgili bilinmesi gerekenler
3 mm kadar kırmızı kahverenginde yassı, oval bir parazittir. Kan emerek büyürler.keneler köpek dışında hayvanlarla insanlara da yapışıp kan emerler. Dışarıda keneler çimenlerde, çalılıklarda ve hayvan barınma yerlerinde bulunurlar ve buradan geçen hayvanlara yapışırlar. Hayvanlar vasıtası ile evlerin içine kadar gelirler. Ev içinde bir dişi çatlağa, yarığa yumurta bırakırsa bir kene hafta içerisinde yüzlercesi oluşur.
Kene ilaçlama son derece önemli ve acildir.
Kontrol önlemleri
Kenelerin evin içinde ve dışında kontrolü zahmetlidir. Mücadelenin tekrarlanması gerekebilir. Bunun için profesyonel bir böcek ilaçlama servisine ihtiyaç duyulur.
—–
Son yıllarda daha sıkça duyulmaya başlayan, bahar-yaz dönemlerinde artış gösteren ve ağırlıklı olarak keneler aracılığıyla bulaşan virütik bir hastalıktır. İlk olarak 1944 yılında Kırım’da, sonra 1956 yılında Kongo’da tanımlanmış ve sonra aynı hastalık olduğu anlaşılmıştır. Keneler, kan emerek beslendikleri için hemen tüm yabani ve evcil hayvanların (inek, koyun, köpek, kemiriciler, yerde beslenen kuşlar vb.) üzerinde bulunabilir ve bu hayvanlardan insana geçebilirler. Ayrıca, çalılık ve yeşil, yüksek otlu alanlarda bulunan keneler, beslenmek için doğrudan insanlara da geçip ısırabilirler.
Bu nedenle daha çok kırsal bölgelerde ve hayvancılıkla uğraşan kişilerde görülmekle birlikte kentsel alanlardaki uygun ortamlarda da bulunabilirler. Virüs ile bulaşmış keneler, kan emişini tamamladıktan sonra ayrılırken bir sıvı salgılarlar. Virüs genellikle bu sıvı ile bulaşır. Kan emdikleri ve virüsü bulaştırdıkları tüm canlılar hasta olabilir fakat hastalık genellikle hayvanlarda hafif ve bulgusuz seyreder. Bu nedenle daha az görülmekle birlikte hasta hayvanların salgıları ve kanları aracılığıyla da hastalık bulaşabilir.
Kenelerin kan emişi genellikle uzun bir süreçtir.
Sinekler gibi hemen sokup kısa sürede kan emişini bırakmazlar. Kan emmeye başlayan kene, ağız kısmındaki hortumunu cilt içine sokar ve doyuncaya kadar çıkartmaz. Bu hortum, geri çıkışı engellemek için çıkıntılar içerdiğinden kolay çıkmaz. Bu nedenle keneyi çıkartmak için zorlamamak gerekir. Çok zorlandığında sıvıyı erken salgılayıp virüsü bulaştırabilir veya boru kısmı koparak cilt içinde kalabilir. Ayrıca, zorlama kenenin patlayarak enfekte sıvı ve kanının cildimizdeki çiziklerden ya da gözümüze sıçrayarak bulaşmasına yol açabilir. Bu nedenle vücuda yapışık kene görüldüğünde bir cımbızla ağız kısmından tutularak yavaşça sağa-sola oynatılıp bir vida gibi çıkartılmaya çalışmalı ya da bir sağlık kurumuna başvurularak çıkartılması sağlanmalıdır.
Hastalık oluşması ve bulguları:
Hastalık genellikle kene ısırığı ile virüsün bulaşmasından 1-3 gün sonra ortaya çıkar. Bu süre en fazla 9 güne kadar uzayabilir. Hasta hayvanın kan ve vücut sıvıları bulaşmış ise bu durumda hastalığın ortaya çıkışı 13 güne kadar uzayabilmektedir.
Ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kol, bacak ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin iştahsızlık bulguları ile başlar. Bazen kusma, karın ağrısı ve ishal olabilir.
İlk günlerde yüz ve göğüste küçük cilt altı kanamaları, gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda bir yere çarpmış gibi cilt altı kanamalar oluşabilir.
Burun kanaması, kanlı kusma, kanlı dışkılama, kanlı idrar görülebilir. Vajinal kanamaya da rastlanabilir.
Ağır olgularda hepatit, karaciğer, böbrek, akciğer yetmezlikleri oluşabilir.
Tedavi:
Diğer çoğu virüs hastalıklarında olduğu gibi bu hastalığın da doğrudan bir tedavisi ve etkili bir ilacı olmayıp daha çok destek tedavisi ve bulguları gidermeye yönelik tedaviler ve bazı antivirütik ilaçlar uygulanmaktadır.
Erken dönemde başlanılan destek tedavi daha başarılı sonuç vermektedir. Geç başlanılan tedavi ve ağır seyredebilen hastalık öldürücü olabilmektedir. Kene ile ilgili bilinmesi gerekenler
Hastalığa karşı aşı çalışması yürütülmekle birlikte henüz koruyucu bir aşı geliştirilememiştir.
Korunma:
Hastalık, kenelerin sokması sonrası salgıladıkları sıvıyla, kenelerin çıkartılırken ezilmesi sonucu çıkan sıvı ve kanıyla veya kene sokması sonucu virüsü alıp hasta olmuş hayvanların kan ve salgıları ile bulaşabilmektedir.
Bu nedenle: Mera ve meskenlerde yerleşik keneler kan emerek beslenirler. Hayvanları kenelerden uzak tutarak kenelerin yayılmaları engellenmelidir.
Yeşil ve piknik alanlarına gidildiğinde (su kenarları, otlaklar, çalılık ve yüksek otlu alanlar) uzun giysiler giymeli, bacakları açıkta bırakmamalı, paçalar çorap içine konulup kenenin vücuda ulaşması zorlaştırılmalıdır.
Dönüşte tüm vücut kontrol edilip yapışık kene olup olmadığına bakılmalıdır.
Yeşil alanlara giderken böcek kaçırıcı sıvı ve jeller cilde sürülebilir veya giysilere emdirilebilir. Bu maddelerin az da olsa sağlık sakıncaları olduğu dikkate alınmalıdır.
Hayvan besliyorsanız hayvanlarınızı dolaştırırken onlara da bu sıvılardan sürebilirsiniz.
Vücuda yapışık kene tespit edildiğinde keneyi çıkartmak için fazla zorlamamalı, halk arasında yaygın olduğu şekliyle sigara veya kibritle yakma, kenenin üzerine kolonya, alkol veya diğer kimyasal maddeler uygulanmamalıdır. Bu maddeler kenenin daha erken aşamada kusmasına ve enfekte sıvıyı vücudumuza salgılamasına neden olabilir.
Vücuda yapışık kene tespit edildiğinde eldiven takarak ve bir cımbız ile kene vücuda yapışık ağız kısmından tutularak yavaşça sağa-sola sallanarak bir vida gibi çıkartılmalı veya bir sağlık kurumuna başvurularak çıkartılması sağlanmalıdır.
Hasta kişiler ile temasta vücut sıvıları aracılığıyla bulaşma olabileceği unutulmamalıdır.
Artık piknik yapmak da riskli hale geldi.
Kenelerle karşılaşmamanız dileğiyle.
Dr. Murat FIRAT Halk Sağlığı Uzmanı
Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, son günlerde kene ısırması ve ona bağlı olarak KKKA hastalığı ile ölümlerinin gündeme geldiğini söyledi. Kenelerin otlak, çalılık, ormanlık ve kırsal alanlarda yaşayan küçük oval, 6-8 bacaklı, uçamayan böcekler olduğunu ifade eden Yorulmaz, Mayıs-Ekim ayları arasında kenelerin insan ve hayvanlardan kan emerek hayatlarını sürdürmek zorunda oldukları için, neden oldukları hastalıkların da arttığını belirtti.
Kenelerin insanlara ölümcül olabilen KKKA hastalığını bulaştırdığını anlatan Yorulmaz, “Mikrobu taşıyan kene, insanı ısırdıktan 1-9 gün sonra bu hastalık ortaya çıkmaktadır. Ayıca bu hastalık mikrobu taşıyan hayvanların kanı, eti ve hasta insanların kanı ve balgamı ile de bulaşabilmektedir” dedi.
Hastalığın ani ortaya çıkan ateş, baş ağrısı, halsizlik, cilt içinde kanama, bazen kusma, karın ağrısı, ishal, yüz ve göğüste kırmızı döküntüler ve gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda morluklar şeklinde belirti gösterdiğini ifade eden Yorulmaz, ayrıca sıklıkla burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan şeklinde görülebildiğine dikkati çekti.
Hastalığın daha çok hayvancılık yapılan nem, orman ve otlakların bulunduğu yerlerde görüldüğünü bildiren Yorulmaz, şunları söyledi:
“Bu hastalığın bir ilacı veya aşısı olmadığından, korunma çok büyük önem taşımakta. Hastalık kenenin yaşadığı yerlere giden herkeste görülebilmekle birlikte, çiftçilik ve hayvancılık yapanlarda, çobanlarda, mezbaha ve kasapta çalışanlarda, veterinerlerde, avcılarda kamp yapanlarda ve bunların eş ve çocuklarında daha sık görülmektedir.”
HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN
Prof. Dr. Yorulmaz, hastalıktan korunmak için kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı, su kenarı ve gür otların bulunduğu alanlarda çıplak ayakla dolaşmamak ya da şort, kısa kollu gömlek ya da tişört gibi kısa giysiler giymemek, pantolon paçalarını çorapların içine sokmak ve dönüşte mutlaka vücudu kene yönünden kontrol etmenin gerektiğini belirtti. Kırlara, pikniğe ya da tarım amacı ile giderken yapışan keneleri rahat görebilmek için açık renk elbise giymek, böcek kaçırıcı ilaçlar sürmek, çalılık ve yüksek otlu alanlardan uzak durmak, yere oturmak istenirse toprak ya da çim üzerine örtü serildikten sonra oturmak gibi konulara dikkat edilmeli. Kene ile ilgili bilinmesi gerekenler
Prof. Yorulmaz, kenenin yaşayabileceği yerlerin, keneye karşı ilaçlanması, bu mümkün değilse, piknik amaçlı olarak kullanılmasının yasaklanması gerektiğini bildirdi. Prof. Yorulmaz, İnsan ve hayvanların kanları ve diğer salgıları ile de bulaşma olabileceğinden bu gibi maddelere çıplak elle dokunulmaması gerektiğine işaret etti.
Keneden korunmak için, hayvan sahiplerinin, hayvanlarını, hayvan barınaklarını kenelere karşı ilaçlamalarını, ahırlardaki çatlak ve yarıkları tamir ederek ve sık sık kireçle badana yaparak kene barınmayacak hale getirmesini isteyen Yorulmaz, şunları kaydetti:
“Kene ısırdığında derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı kenenin bu kurumlarda sağlık personelince çıkarılması istenmelidir. Bu mümkün değilse, ince uçlu bir cımbız ile çıkartan kişinin eline temas ettirmeden, kene deriye en yakın gövde bölgesinden tutularak, eğip bükmeden, yavaşça ve nazik bir şekilde, tüm vücut parçaları çıkarılıncaya kadar, düz olarak çekilerek çıkartılmalıdır. Kene çıkarıldıktan sonra, eller su ve sabunla ya da alkolle yıkanmalı, kenenin ısırdığı bölge alkolle veya deterjanlı su ile temizlenmelidir. Vücuda yapışmış kene kesinlikle öldürülmemeli, patlatılmamalı ve kenenin üzerine bir alkol gazyağı gibi bir madde dökülmemelidir. Aksi halde kene, mikrobu vücuda daha kolay bulaştırmaktadır.”